Gerçek Benliğe Yolculuk/Simurg Serüveni
İlişkiler gerçekte acı ve mutsuzluk oluşturmazlar. Sizin içinizde zaten mevcut olan acı ve mutsuzluğun köklerini su yüzüne çıkarırlar
Hayat yolculuğumuzda bizi rahatsız eden kişi ve durumlar aslında öğrenme yolculuğumuzun en önemli parçalarıdır. Çünkü biz ilişkilerden ötürüşikâyet eder ve ilişkilerle şifalanırız. Dönüşüm süreci, kafa karışıklığının, duygusal acının ve/veya fiziksel hastalığın yarattığı yoğun ve kapsamlı durumdan doğar. Bu tanım herhangi bir şekilde size uyuyorsa, hayatınızı dönüştürmeye kendinizi adamanın vakti gelmiş demektir. Süreci başlatan ilk adım ise dönüşme niyetidir. Farkındalık ise dönüşümün en iyi yardımcısıdır. Eğer niyetiniz var ise gelin birlikte öğrenelim, büyüyelim ve şifalanalım.
Simurg Serüveni, farkındalık yolculuğudur.
Kurban-Kurtarıcı-Zorba taraflarımızı fark edeceğimiz,
İçsel sınırlarımızı ve ilişkilerimizi gözden geçirerek yeniden çerçevelendireceğimiz,
Fiziksel hastalıklarımızın psikolojik altyapısına ışık tutacağımız,
Kendimizi tanımak için anlamlı adımlar atarak özümüze temas edeceğimiz ruhani bir çabadır.
Simurg Serüveni, Kurban üçgeninden kurtulup kişisel gücünü kazanma yolculuğudur.
İlişkilerimizde sağlıklı sınırlar oluşturmak, kendini ve ihtiyaçlarınıönemsemek, kendine acıma ve başkalarını suçlamayı bırakmayı hedefleyen, ta ana rahminden başlayarak kendi öykümüze bakıp hayatımızda tekrar eden rahatsız edici kısır döngülere dair farkındalık kazanıp öykülerimizi değiştirebileceğimiz ve kısır döngüden kurtulmak için ihtiyacımız olan aynı zamanda da sahip olduğumuz kişisel gücü bize gösteren kendi içine dönme sürecidir.
Simurg Serüveni, kişinin en yüksek potansiyelini görme yolculuğudur.
Davranışlarının %100 sorumluluğunu almayı
Yoğun yaşadığımız duyguların altında öğrenilmesi gereken mesajı okumayı
Bağımlılıkların (yemek, alkol, para, ilişki, sigara, iş, sosyal medya) sebebini
İşe yaramayan ve zarar veren inançlardan kurtulmayı
Sevgi ile acıma arasındaki farkı öğrenmeyi içeren bir özgürleşme sürecidir.
Mevlana’nın da dediği gibi, “Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen bir alemsin! Sen derin ve çok büyük bir denizsin. Ey insan-ı kâmil! O senin muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır; dibi, kıyısı olmayan bir denizdir. Yüzlerce alem, o denize gark olup gitmiştir!”
Gel, tüm maskelerin, rollerin ve –mış gibi yaşamanın arkasındaki bilgeliğe ve özümüze ulaşalım…