Eşbağımlı İlişkiler: Kurban Üçgeni
Hayat içerisinde seçtiğimiz temel bir rol olmakla birlikte, karşımıza çıkan
durum ve ilişkiler sonucunda farklı roller geliştirebiliriz. Kişiler ve
roller değişse bile roller arasındaki döngü sabit kalmaktadır.
Eş bağımlılık, işlevsiz bir ilişki dinamiğidir. Kurban-kurtarıcı-zorba
örüntüsü ile pekişen bir döngüdür.
Kurban; hayata karşı sorumluluk almasına izin verilmeyen ve aşırı korumacı
tutuma maruz kalan bireylerdir. Birçok davranışı kendi başına
başaramayacaklarını kabullenmiş ve kurtarıcıya muhtaç olduklarını
düşünmektedirler. Kurtarıcı; kendisine ait olmayan sorumlulukları yüklenen
ve bunun sonucunda da kendi sorunlarını ikinci plana atan bireylerdir.
Kendi sorunlarını çözmekte başarısız olan birey, başkalarının sorunlarını
çözerek güçlü hissetmeye çalışır ve bundan motive olur. Zorba; kendi
sorunlarıyla baş edemeyen ve çözmekte başarısız olan bu bireyler,
hissettikleri korkuyu gösteremedikleri için onu öfke ile ifade ederek
etrafındaki insanları suçlar.
Eğer çocukken kurtarıcı bir ebeveyniniz olduysa mağdur olmayı
deneyimlemişsinizdir. Ya da ebeveynleriniz arasında geçen döngüyü
deneyimlediyseniz yetişkin olduğunuzda da kendinizi mağdur hissedeceğiniz
kurtarıcı kişileri hayatınıza çekmeniz muhtemeldir.
Annesinin aşırı korumacı tutumu yüzünden kendi sorumluluğunu alamayan bir
çocuk, annesinin bu tutumu sonucunda kurban gibi
hissetmeye başlayabilir. Akranlarının ya da çevresindeki diğer insanların
çocuğuna kaba davranacağından çekinen anne, çocuğunun problem çözme
becerisi kazanmasına engel olur. Kurban olmayı öğrenen çocuk, okul
hayatında da güçsüz ve kırılgan yapısından dolayı zorbaları hayatına çeker.
İşlevsiz bir ailede büyüyen çocuklar, kurban-kurtarıcı-zorba örüntüsünü
öğrenirler. Bir kurban, her zaman kendini kurban edecek ‘zorba’yı ve onu
mağduriyetinden kurtaracak ‘kurtarıcı’yı hayatına çeker. Bu döngü her bir
rol için geçerlidir. Aynı zamanda her bir birey hem kurtarıcı hem zorba hem
kurban olmayı deneyimler. Bu döngüde hiçbir rolün üstünlüğü ya da
işlevselliği yoktur. Üç rol de “kurban”dır. Bu yüzden bu döngü “Kurban
Üçgeni” olarak adlandırılır.
Koşullu sevilen çocuklar yetişkin olduklarında sevilmek için eş bağımlı
ilişki kurarlar. Bu çocuklar sağlıklı sevgiyi bilmedikleri,
deneyimlemedikleri için yetişkinlikte bekledikleri sevgi; işlevsiz,
istismar eden(mağdur eden) bir ilişki şeklidir. Kurtarıcı bir kadının
alkolik zorba bir adam ile evliliğini sürdürmek için kendini “sevgi” ile
motive ettiği örneğini düşünürsek, buradaki işlevsiz ve eş bağımlı ilişkiyi
görebiliriz.
Koşullu sevilmeyi öğrenen çocuk, yetişkin olduğunda devamlı kendilerini,
eşlerini, ilişkide oldukları kişileri değiştirmek ve düzeltmek için üstün
çaba sarf eder. Akışına bırakmak, kendilerini ve başkalarını olduğu gibi
kabul etmek onlar için neredeyse imkansızdır.
Eş bağımlı kişiler başkalarını memnun etmeye dair üstün bir performans
sergilerler. Adeta bir kurtarıcı gibi etraflarında pervane olurlar. İşler
kontrolden çıktığında ise bir zorbaya dönüşerek önce karşılarındakini sonra
kendilerini mağdur hissederler. Burada hissettikleri temel suçluluk duygusu
bu döngüyü daha da pekiştirir hale gelir. “Hayır” demek, sınır koymak ve
sağlıksız bir ilişkiyi sonlandırmak bu kişiler için oldukça zordur.
Başkalarının kendisi hakkında düşündükleri ve söyledikleri ile ilgili
oldukça hassastırlar. Eş bağımlı ilişkilerde manipülatif tutumlar ve
suçluluk duygusu birbirini pekiştiren bir döngüdür.
Eş bağımlı ilişkilerde işlevsiz çocukluk dönemi geçirmiş olan yetişkinler,
kötü muamele görmeyi hak ettiklerine dair bir yanılsama içerisindedirler.
Bir türlü kişisel gücünü fark edip davranışlarının sorumluluğunu alamazlar.
Tüm olanlardan karşı tarafı sorumlu tutarlar, iç görüden yoksundurlar,
ilişkiyi bitirmeye tahammülleri yoktur. Çünkü bildikleri tek ilişki tipi
vardır, sağlıksız ve işlevsizdir. Bu kişilerin bu döngüyü sürdürmelerinin
en büyük sebebi hayatlarında deneyimledikleri sağlıklı bir ilişkinin
olmamasıdır.
Başkalarına yardım (kurtarıcılık) üzerinden özsaygılarına yatırım yapmaya
çalışırlar ve muhtaç kişileri kendilerine çekerek sağlıksız döngüyü
kuvvetlendirirler.
Eş bağımlılar korku duygusunu o kadar yoğun deneyimlerler ki bu yüzden
ilişkiyi bitirme korkusu ile baş edemedikleri için sağlıksız ilişkiyi
sürdürme kararı alırlar.
Eş bağımlı ilişkilerde olan kişilerin çocuklukları; duygularını bastırma,
problemlerini görmezden gelme, aile sırlarını gizleme ve acıya tolerans
geliştirme üzerine kuruludur. Ve sırf bu yüzden utandırılmıştır. Bu
kişilerle utançları üzerine çalıştığımızda en yoğun fark ettikleri durum
“Ben utanılacak bir şey yapmamışım, bu utanç bana ait değil.” üzerine
olmuştur.
Eğer siz de bir ya da birkaç ilişkinizde yoğun suçluluk, utanç ya da korku
yaşıyorsanız, asla onsuz olamam ya da o bensiz yapamaz diyorsanız, manipüle
ettiğinizi ya da manipülasyona maruz kaldığınızı düşünüyorsanız, ‘hayır’
demek-sınır koymak sizin için oldukça güç ise, sağlıksız olduğu halde
bitiremediğiniz bir ilişki içerisindeyseniz ve eş bağımlı ilişkiden
sağlıklı ilişkiye ulaşmak, çocukluk yaralarınızı iyileştirmek, var olan
durumu fırsata dönüştürmek istiyorsanız bu konuda yazılmış ilgili kitapları
okumanızı ve bu alanda yetkin bir uzmanla çalışmanızı tavsiye ederim.
Psikolog İlksen ŞAVKIN