Sınır Eğitimi

Sınır Nedir Ve Neden Gereklidir?

Sınırlar kendimizi güvende hissetmemizi sağlar. Örneğin okul bahçesinin duvarlarla çevrili olması bize güven verir. Ülkemizde kuralların ve yasakların olması bize güven verir. Sınırsızlık ise kendimizi tedirgin ve güvensiz hissetmemize sebep olur.

Temel ihtiyacımız olan güven duygusunu hissedebilmemiz için sınırlara ihtiyaç duyarız. Çocuklarda kurallarını bilmedikleri bu dünyada nerede durması gerektiğini bilmek ister, bu yüzden sınır eğitimi önemli bir ihtiyaçtır.

Sınır Eğitimi

1. Kaç Yaşında Sınır Eğitimine Başlanmalıdır?

2 yaşından itibaren sınır eğitimine başlanabilir. 2 yaşından küçük çocuklar bebeklik döneminde kabul edilir ve annesinden ayrışmamıştır. Ağladığında sakinleştirilmek, acıktığında doyurulmak, pislendiğinde temizlenmek, sevilmek, ilgi görmek gibi gelişimsel ihtiyaçlarının karşılanmasına ihtiyaç duyar. Bu sebeple 2 yaştan önce sınır eğitimi vermek doğru değildir.

Sınırlar çocuğun özgürlük, güç ve güven ihtiyacını karşılar. Çocuğun 2 yaşına gelmesiyle birlikte anneden ayrışma ve kendi benliğini güçlendirme süreci başlar. Bu dönemde çocuklar çoğu işi kendi başına yapmak, özerk olmak ister. Kimliğin sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi için bu gelişimsel dönemde sınırların konması önemlidir. Çocuklar sınır istemez gibi görünür ama aslında derin yapısı güvende hissetmek ister. Çocuk sınır almadığında ebeveynine karşı öfke hisseder ve ebeveyninin zayıf olduğunu düşünür. Çocuğu serbest bırakmak, kural koymamak “sevgi” anlamına gelmez. Sınırlar hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Çocuğun kendini sakinleştirme, öz bakım becerilerini giderebilme, isteklerini erteleyebilme gibi beceriler kazanması için sınırlar konmaya başlanmalıdır. Her “hayır” çocuğun “ben” algısını güçlendirir. Hayır demek zihnin alternatifler oluşturmasına yardımcı olur.

ÖRNEK:

Çocuk kalemle koltuğu çizmek ister

Anne: “Hayır, koltuklar kalemle çizilmek için değildir.”

Çocuk, alternatif üretir ve çizebileceği bir kağıt ya da kitap bulur.

2. Sınırlar Nasıl Olmalıdır?

Belirlenen sınırlar hangi niteliklerde olmalı?

- Esnek ama gevşek değil

- Belirli ama tartışılmaz değil

- Tutarlı ama gerektiğinde değişime açık

- Zorlayıcı ama örseleyici ya da incitici değil

Sınırların genel hatlarını ebeveyn belirlemekle birlikte, çocuğun kişilik özellikleri; sınırların şekillendirilmesinde önemli bir etkendir. Ayrıca, her yaş için sınırlar ve kurallar yeniden ayarlanmalıdır.

Çizdiğimiz sınırların geniş, gevşek ve belirsiz olması, bir anlamda sınır olmaması anlamına gelir. Bu koşullarda çocuk, neyi, ne zaman, nasıl ve ne için yaptığını ya da yapması gerektiğini bilmediğinden, gerçek yaşama dair işe yarar deneyimler elde edememektedir. Aynı şekilde sınırların çok katı, tartışılamaz ve değiştirilemez olduğu ailelerde de sıkıntı yaşanır. Bu tarz ailelerde çocuklara yeni yollar deneme ve araştırma için gereken özgürlük verilmemekte ve öğrenme için gereken zeminler engellenmektedir. Çocukların uygun yaşam becerileri geliştirebilmeleri ve sorumluluk sahibi olabilmeleri için; açık, dengeli, tutarlı ve net kurallara ihtiyaçları vardır.

Pek çok aile çocuğunun isteklerini ihtiyaçmış gibi karşılar ve çocuğuna sınır koymayarak onun için en iyisini yaptığını düşünür. Bu durumun farklı sebepleri olabilir. Bazı aileler kısa sürede çözüme ulaşmak için, bazıları kendi çocukluklarında istekleri bastırıldığı ve aynısını kendi çocuklarına yaşatmak istemediği için, bazıları çocuklarına yeterince zaman ayıramamanın verdiği suçluluk duygusunu bastırmak için, bazıları toplum içinde kriz durumlarını nasıl yöneteceğini bilmediği için, bazıları yeterince çocuk eğitimi konusunda bilgi sahibi olmadığı için, bazıları ise çocuklarının sevgisini kaybetme korkusu yaşadığı için sınırları göz ardı edebilirler. Halbuki sınırları olan bir dünyaya sınırsız bir çocuk yetiştirmek öncelikle çocuğun kendisine zarar verecektir.

3. Doğru Sınır Eğitimi Nasıl Verilir?

Çocukların ihtiyaçlarını ve isteklerini doğru şekilde ayırt etmeliyiz. Sınırlar ihtiyaçlara değil, isteklere konabilir. Ve çocuğu ihtiyaçlarından değil isteklerinden mahrum bırakabiliriz.

Sınır koyarken ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli şey kararlı ve tutarlı olmaktır. Çünkü çocuklara sınır koyduğunuzda bu sınırı aşmak için ısrarcı olacaklardır. Bu durumda net bir duruş sergileyemezseniz ve zaman zaman sınırları esnetirseniz tutarsız davranmış olursunuz. Çocuk koymaya çalıştığınız sınırı almaz, sınırı aşmak için zayıf yönünüzden sizi manipüle etmeye çalışabilir. Bu yüzden en önemli nokta koyduğumuz sınırlar konusunda gerekli kararlılığı gösterebilmek olmalıdır.

Sınır koyarken ilerlenmesi gereken aşamalar aşağıdaki gibidir;

- Anlama

- Kuralı Hatırlatma

- Seçim Hakkı Sunma

Anlama aşamasında çocuğu anladığımızı ifade eden cümleler söyleriz. Bu cümlelerde olabildiğince çocuğun duygu ve durumunu, çocuğun kendi cümleleri ile çocuğa yansıtırız. Kural aşamasında olabildiğince net, kararlı ve şefkatli bir duruş ile sınırı ifade ederiz. Bu sınır tutarlı olmalıdır. Devamlı değişen bir kural, kural olmaktan çıkmış demektir. Kural koyarken çocuğun ihtiyaçlarını ve yaşını göz önünde bulundurmak gerekir. İhtiyaç üzerinden sınır konmaz. Seçim aşamasında ise çocuğa seçenek sunarız. Ve her seçimin bir sorumluluğu olduğu bilincini çocuğa kazandırırız.

ÖRNEK:

Çocuğumuzun uyku saati gelmiştir fakat uyumak istemiyordur. Ağlamaya başlamıştır.

Sınır eğitiminde amacımız çocuğa had bildirmek değildir. Eğer yaşantı esnasında kendinizi öfkeli hissediyorsanız önce kendinizi sakinleştirmeyi deneyin. Sınır eğitiminde şefkatli duruş çok önemlidir.

Anlama: “Seni anlıyorum, sen şuan yatmak istemiyorsun ve oyununa devam etmek istiyorsun”

Kural: “Ama uyku zamanın geldi, artık yatman gerekiyor.”

Seçenek: “Eğer şimdi yatmamayı seçersen, yarın TV izlememeyi seçmiş olursun.”

Seçeneğimizi sunduktan sonra seçim hakkını çocuğa bırakıyoruz ve yaptığı tercih sonucunda da ona saygı duyuyoruz, ikna etmeye çalışmıyoruz. Seçimini yapması için uzun bir zaman dilimi vermiyoruz, en fazla beş dakika içinde seçimini yapmalı. Çocuğa seçim hakkı sunduğumuzda sonucunda yaşadığının sorumluluğu da ona ait oluyor.

Eğer çocuk uyumamayı tercih ederse, ertesi gün TV izlemek istediği zaman;

“Biliyorum sen TV izlemek istiyorsun ama dün bir seçim yapmıştın ve TV izlememeyi seçmiştin.”

Sınır koyulduğu anda çocuk; ağlama, öfke nöbeti, kusma, altına yapma ya da tam tersi iyi çocuk rolü yapma gibi davranışlar gösterebilir. Bu kısımda kararlı olmak çok önemlidir. Çocuklar bir şeyler söylemeye başlayabilir, kavga etmeye çalışabilir. Ona “Sen bir seçim yaptın, bu senin tercihin.Bunun senin için zor olduğunu biliyorum,bana ihtiyacın olduğunda yanındayım.” şeklinde kısa bir cevap verilebilir.

Sınırdan sonra çocuğun öfkelenmesi normaldir.

Eğer geri adım atarsak ve çocuk sonucu değiştirebilirse koyduğumuz sınırı almayacak demektir çünkü sonucu değiştirebilen çocuk, kendini değiştirmez. Sınır koyma sürecini kararlı bir şekilde tamamladığınızda çocuğunuza hayatın seçimlerden ibaret olduğunu ve yaptığı seçimin sorumluluğunu alması gerektiğini öğretmiş oluyorsunuz.

Aileler, çocuklarına doğru sınır koyarak kendinin farkında olan, özgüvenli, duygularını tanıyan ve kontrol edebilen, başkaları ve kendi sınırlarının bilincinde olan, sorumluluklarını yerine getiren yetişkinler olmasına rehberlik edeceklerdir.

Psikolojik Danışman Rümeysa Çoban

Batı Mah. Burhan Toprak Cad. Batı Apt. No:4 Daire:1 Pendik/İSTANBUL
+90 (555) 877 76 27

© 2024 SİMURG PSİKOLOJİ, Tüm Hakları Saklıdır.