Otizm Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, belirtileri bebekken başlayıp bu dönemde ve
çocukluk döneminde kendini gösteren kişinin dış dünya ile olan iletişiminde
problemler meydana getiren, tekrarlayan davranışlara neden olan bir
rahatsızlıktır (Arıci, 2019: 7). Otizmin her ne kadar modern çağ hastalığı
olduğu söylense de tarih boyunca otizm farklı şekillerde görülmüş ancak adı
koyulmamıştır. Bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri otizmin her
çocukta aynı şekilde görülmeyeceğidir. Otizmin bir yelpazesi olup hafif
olduğu kadar ağır derecede de karşımıza çıkabilmektedir.
Belirtileri nelerdir?
18 aya kadar yaşına uygun gelişim seyrinde devam eden bebek 18 aydan sonra
otizmin belirtileri nüksedebilir. "Birkaç kelime söylüyordu gitti, ismi
söylenilince dönüp bakıyordu artık bakmıyor" gibi durumla karşı karşıya
kaldıysanız çocuğunuzda otizm şüphesi olabileceğine dikkat etmelisiniz.
Belirtileri sayacak olursak:
1. Çocuğun sözel ve sözel olmayan iletişimde sorunlar yaşaması.
Çocuğunuzun sözel ve sözel olmayan iletişimini iyi gözlemlemelisiniz.
Konuşmada problem yaşıyor mu, beden dilini kullanabiliyor veya sizleri
anlayabiliyor mu? Örneğin elinizi bay bay veya işaret parmağımızla hayır
yaptığınızda bunu kavrayıp size karşılık verebilmesi, ismiyle
seslendiğinizde dönüp bakabilmesi önem taşımaktadır. Konuşma çok önemli bir
faktör olmakla beraber bazen diğer konuşma bozukluklarıyla
karıştırılabilmektedir. 2 yaşındaki bir çocuktan cümle kurabilmesini
bekleriz ama çocuğun konuşmada geri kalmasının nedenleri şunlar
olabilmektedir:
1. Genetik konuşma gecikmesi: "Babası da böyleymiş, dedesi de geç konuşmuş"
2. Zihinsel engelli çocuklarda konuşma problemi yaşanabilir.
3. Dikkat eksikliği.
Eğer konuşmamasının ya da yaşına göre az konuşmasının nedeni bu maddelerle
ilgili değilse bu durumda çocuğunuzla ilgili sorulacak tek bir soru vardır:
"Çocuğunuz komut alıyor mu?"
Çocukların 18 aylıkken yavaş yavaş komut almaya başladıklarını ve
genellikle bunun al-ver şeklinde olduğunu biliriz. Yaşı ilerledikçe komut
alma detaylanacak ve artacaktır. Çocuğunuz konuşmuyor olabilir ancak kapıyı
ört dediğinde kapıyı örtebilmesi, babana telefonu götür dediğinizde
götürebilmesi veya elini uzat dediğinizde uzatabilmesi önemlidir. Otizmli
bir çocuk bu ve buna benzer komutları alamaz, söyleneni ya yapmaz ya da
eksik yapar. Komut almada herhangi bir problem güçlü bir otizm şüphesi
doğurur ve çocuğunuzun hiç komut alamadığını düşünüyorsanız hızlı bir
şekilde bir uzmanla görüşmeniz gerekmektedir.
2. Tekrarlayan davranışlar göstermesi ve ilgi alanının sınırlı olması.
İlgi alanının sınırlılığı çocuğun dikkatini çeken bir nesneye aşırı
odaklanması ve en ince ayrıntısına kadar incelemesidir. Otizmli çocukların
dönen nesne ve objelere inanılmaz bir ilgi beslediği bilinmektedir.
Takıntılı davranışlar ise çocuğun devamlı aynı davranışı tekrarlamasıdır.
Örneğin başını sallama, el çırpma, kollarını sağa sola vurma gibi eylemleri
durmaksızın yapabilirler. Yemek masasında aynı yere oturma, günlük
rutinlerini hiç bozmadan devam etme gibi takıntılı davranışlarda kendini
gösterebilir.
3. Oyunlarda hayal gücünü kullanmaması:
Çocuklar oyun oynarken hayal gücüyle oyunları zenginleştirirler. Örneğin
bir çocuk araba sürerken "vınn" diye ses çıkartır, tüm oda boyunca arabayı
gezdirebilir. Evcilik oynarken bebeği uyuması için ayağında sallar,
acıktığını düşünerek yemek yedirir. Otistik bir çocuklar hayali oyunlar
oynayamaz. Sürekli arabanın tekerlekleriyle oynama aynı yerde ileri geri
hareket ettirme gibi davranışlar gösterebilir.
4. Göz teması kurmakta zorluk yaşaması.
5. Sallanmak, parmak ucunda yürümek, kendi etrafında dönme gibi davranışlar göstermesi. Peki Otizm neden olur?
Otizm eskiden annenin sevgi ve ilgi eksikliğine bağlansa da yapılmış olan
araştırmalar kesinlikle alakası olmadığını ortaya koymuştur. Otizm doğuştan
olmakla beraber kesinlikle biyolojik bir hastalıktır. Özetle otizm bebek
dünyaya geldiğinde onda var olan ancak belirtileri ilk 30 ayda ortaya çıkan
bir bozukluktur. Otizmle ilgili bir şehir efsanesine açıklık getirecek
olursak:
"TV, tablet otizm yapar"
Hayır, yapmaz. Halk arasında sıkça dolaşan bu cümlenin yanlışlığını
biyolojik kökenli olduğunu söyleyerek kanıtlayabiliriz. Otizmin tv, tablet
ve telefonla iki ilgisi bulunmaktadır. Bunlardan ilki otizmli çocuk tv,
telefonda çok vakit geçirir ancak bu otizmin bir sonucudur sebebi değil.
Çünkü çocuğun renkli ve hareket eden nesnelere ilgisi bulunmaktadır bu
sebeple uzun süre ekrana bakabilmektedir. İkincisi otizmli olmayan bir
birey bebek, çocuk ya da yetişkin fark etmez bu nesnelere çok baktığında
otistik kişilik özellikleri gösterebilir. Örneğin tüm ilgisini izlediğine
verir ve seslendiğinizde sizi duymaz. Göz teması kurmakta güçlük çekebilir.
Aşırı ekran maruziyeti diğer bir adı tepkisel bağlanma bozukluğu olan bu
durumun çözümü çocuğun dikkatini bu nesneler haricinde başka şeylere
odaklayarak mümkündür çünkü biyolojik değildir.
Erken Teşhis ve Tedavi
Otizmde erken teşhis son derece önemlidir. Hafif seyreden olduğu gibi
otizmin ağır seyredebileceğini dile getirmiştik. Erken teşhisle beraber
hafif seyreden vakaların müdahaleyle onarılması yani tedavi edilmesi
mümkündür. Ağır vakalar bir ömür boyu seyredecek olsa da önemli olan
çocuğunuzun yaşam kalitesini arttırmaktır. Ne kadar erken müdahale o kadar
kaliteli bir yaşamı beraberinde getirecektir.
İlaç, aşı ya da diyet?
Otizmin tıbbi olarak kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Glütensiz ya da
hayvansal gıda ağırlıklı diyetlerin otizmin tedavisiyle bir ilgisi yoktur.
Aynı zamanda tıbbın ürünü olan ilaç ya da aşı otizmi tedavi etmemektedir.
İlaç tedavisi otizme eşlik eden psikiyatri bozukluklularında kullanılır.
Örneğin çocukta otizme dikkat eksikliği eşlik ediyorsa uzman tarafından
ilaç verilebilir ve çocuğun topluma adaptasyonu arttırılabilir. Özetle
bilimsel kanıta dayalı olmayan müdahaleler tedavi yerine ebeveynlere sadece
vakit kaybettirecektir.
Dünyanın üzerine yoğunlaştığı yöntem Özel Eğitim Programlarıdır. Ülkemizde
Otizm teşhisi koyulan bir çocuğun özel eğitim amacı ile devam edebileceği
yerler Sosyal Hizmet Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığının izni ile açılan,
Özel Eğitim Kurumlarıdır. Teşhis almasıyla beraber çocuğa özgü bireysel
özel eğitim programları oluşturulur. Bilmeliyiz ki Özel Eğitim Kurumuna
giden çocuğun mutlaka evde de özel eğitiminin devam etmesi gerekir.
Mutfakta, banyoda, markette yaşamın her alanında çocukla sürekli bir
iletişim halinde olmalıyız. Uzmanlarla beraber sizin aracılığınızla devam
edecek olan eğitimin yol haritasını belirleyebilirsiniz. Kısaca Özel Eğitim
Programları otizmin temel tedavi protokolüdür ve unutulmamalıdır ki erken
teşhisle birlikte doğru yaklaşılırsa Otizm onarılabilir ya da çocuğa yaşam
kalitesi yüksek bir gelecek sunulabilir.
Münibe Gülsu Cebeci